0 fikir

Otobüsteki Yolcu

Her gördüğümde ben bu adamı bir yerden tanıyorum diyorum. Bizim oranın insanına benziyor. Hafif laz azcık boşnak tipi var. Aynı ben..

Lakin yolculuğumuz onunla aynı seyirde ilerlemiyor. Ben kulağında kundurası ahh pardon kulaklığı olan genç delikanlı cool hatun bakan bir tipim. Arkadaşımız ise bambaşka bir tip. Tek cümle ile anlatılmaz. Ki zaten bu yazı ona ayrıldı.

Efem kendisi çok konuşkan bir tiptir. Uzun boyludur. Yanında mini etekli bir bayanla seyir etmektedir. Arada gözleri bayanın eteğinin boyunu ölçmek için kaysada fevkalede kaşarlaştığından hanımefendiye belli etmez.

Şimdi diyorum bunlar karı koca. Olamaz hanımımız gösteriyor ama koklatmıyor. Diyorum sevgili yok hanım uzak durmaya çalışıyor. Peki bunlar ne? İş arkadaşı? Madem iş arkadaşı yol boyunca zırlayacak malzeme nereden geliyor. İş yerinde birbirlerini görmüyorlar mı? Peki işte yorulmuyorlar mı?

Daha sonraki yolculuklarımızda beyfendiyi yalnız yakaladık. Herhalde hanım terk etti. Ya da krizden kovuldu. Sevindi mi üzüldü mü?

Amma velakin beyfendi boş durmuyor. Kazayla ittirmeyle sürttürmeyle yanındaki başka bir bayanla muhabbeti açıyor. Başlıyorlar zırlamaya. Kadın geri çekiliyor. Sanırım kahramanımızın ağzı kokuyor. Iyyyy! İfadesini yüzünden okuyoruz. Olayı dışarıdan takip eden kahraman yazarımız fark ediliyor. Sap ile göz göze geliyor. Nafile. Utanma vs. yok. Kaşarlık o biçim. Hanımı rahatsız etmecelerle yol devam ediyor. çok isterdim sizin için son durağa kadar onları takip etmeyi ama eve gitmem lazım indim ben..

Günler sonra yine karşılaşıyoruz. Bu sefer bir erkek var yanında. Şoför ile anlaşmış sanki. İlk ani frende sürtüşme oluyor ve erkekle muhabbete giriyor. Bu arabalarda eskidi. Erkek amcamız cevap vermiyor. Birkaç laf sokuşturma derken benim yine durak geliyor.

Ve dün akşam. Bizim kaşar kitap almış. Hemde en kalınından. Ne kimseye sarkıyor ne de onu bunu esir ediyor.