Bilmem geri dönermiyim bilmiyorum.. Artık buradayım..
Web Seminerleri
Bu cumartesi neredesiniz? Ben Web Seminerleri'ndeyim. Beklerim :)
"Web seminerleri nedir?", "nerede yapılacaktır?" gibi sorulara kendi web sitesinden cevap bulabilirsiniz.
Malbora Süper Lig Pek Yakında
Gazetenin en köşe bucak tarafında bir haber okudum, şok oldum. Sigara üretici firmaları şayet bir sağlık yatırımında bulunurlarsa her türlü kültürel,sportif vb. faalieyetlere isimleriyle sponsor olabilecekler. Buyrun buradan yakın.
Vefat
Gene cepten yazıyorum. Eda Suner'in blogundan öğrendiğim kadarıyla Esra hayatını kaybetmiş. Geride o kadar güzel şeyler bırakmış ki artık onu unutmak mümkün değil.Blogcuların başı sağolsun.
Blogcu.com olsun bir başka türkçe blog servisi olsun içlerinde cevher kaynıyor. Hatta kaybetmeye bile başladık. Burada blog etkinliklerine dikkat çekmek istiyorum. RSS ile daha çok blogcu takibinde bulunalım. En eğlenceli ve en faydalı iletişim araçlarının yöneticileri olarak aramızı açmayalım.
36 CE - Platononik AŞK
Bu blog yazısı otobüste mobil ortamda yazılmaktadır. Platonik bie aşka şahit olunmaktadır. Konu nedir? Kadındır. Efem! Etrafınıza şöyle bir bakın, kaç tane kadın gibi kadın kalmıştır? Şu an Unkapanındayım. Kadir Has Üniversitesinin önünden geçiyorum. Hatta geçtim bile.
İki tane hatun gördüm, pirsingli mirsingli. Oradanda bizim bir arkadaş geldi aklıma. Bana bir keresinde "Abi göbeğe falan takılan şeyin ismi nedir?" diye sormuştu. Hayrola dediğimde "Punkçu bir kız düşürdümde, muhabbet ediyoruz, rezil olmayalım" demişti.
Yeniden mevzuya dönersek bizim seks hayatımız neden gazete ve internete kaldı diyebilirmiyiz? Bence diyebiliriz. Çünkü etrafta hoş bir avrat kalmadı. Şu an platonik bir aşk yaşadığım kız otobüsten indi. Kim bilir oda bana aşıktı ama paso birine mesaj yazdığımı zannedip Eyüp SSK durağında terk etti beni.
Neden ondan hoşlandım? Hanım gibi giyinmiş. Büyüğüne saygılı. Doğru düzgün oturuyor. Her şeyi geçtim otobüste benim yaşlarımda sadece o kız var. Adem ile Havva misali :)
Mehmet Abi Bozdu İşi
Bugün kötü bir haber aldım ama üzülmedim. Artık kötü haber aldığımda üzülmüyorum "nasıl ders çıkarılır?" diye düşünüyorum.. Gene düşünce olaylarına karışmışken girdim banyoya. Aklıma ilk annemin beni yıkadığı günler geldi. O zamanki dünya ile bugünkü dünya arasındaki farklar gözümün önüne gelince ürperdim.
O zamanlar; herşeyiyle yardım ettiğim ve hiçbir maddi karşılık beklemediğim insanlar beni düdüklemeye çalışmazlardı. Sevdiğim bir kız arkadaş iki erkeği idare etmezdi. Ailemdeki her insanın bembeyaz ak sakallı dedeler gibi temiz olmadığını bilmezdim. Komşunun herifi karısını aldatmazdı. vs.
Şimdi ne olduda işler değişti? gelin size onun hikayesinide anlatayım. İlkokuldayım, yaz tatilinde evdekiler beni camiye yolladılar. Keyifli dostluklar edinmişiz. Falan feşmekan. Günün birinde Davut diye bir arkadaş nereden açtıda bir konuya girdi. "Sen fanfinifinfon nasıl yapılır biliyor musun?". Oğlum günah onlar, ne biçim konuşuyorsun dedim. Birde üstüne üstlük camideyiz.
Kapattırdım konuyu. Teyzem bana "Hanife'yi leylekler getirdi balkona koydu" diye anlatırdı. Annemde hikayeyi onaylardı. "Beni de leylekler getirdiyse" diye düşünüyorken "evin balkonu olmadığınıda" kendime hep sorar çelişkide kalırdım. Annem hemen o soruya "seni kapıya bıraktı" diye cevap verirdi.
Yeniden camiye dönersek.. Konuyu kapattırmamın nedeni sanki olayı dışarıdan konuşmak değil de içimden tartışarak konuşmak istediğimden olsa gerek eve gidene kadar düşündüm.
O günü hala unutamadım, tıpkı ilkokulda elimi demir kapıya sıkıştırdığım günü unutamadığım gibi.
Benim canım sıkıldı, keşke biri gelip dünyanın tüm gerçeklerinden alıkoysa ve beynimi ilkokul moduna alsa. Hazır facebooktanda ilkokul arkadaşlarımı bulmuşum. Fena olmazmıydı?
Tavsiye Etmiyorum
Rüyama girdi şu tavsiyeettim meselesi. Gene kapandı güzelim sitem. Yazıklar olsun! Hiçbirşey kurtarılamıyor. Sabah kalkıyorsunuz ve siteniz güm. Host firması sizden kaynaklanıyor diyor. Madem benden kaynaklanıyor neden sadece tavsiyeettim zarar görmedi. Oysaki onla beraber diğer tüm sitelerim aynı hataları veriyor. Host sahibi hala aynı cevabı veriyor. E o zamanda bize yeni hosta geçmek kalıyor.
Siz siz olun websahibi ile çalışmayın. Hiç haber vermeden siten serveri yoruyordu kapattık diyebilirler. Limiti dolduğunda sitende hatalar bas bas bağırmaya başlar. Falan feşmekan.
Eee ben bu yazıyı niye yazıyorum? Yandaki foto niye var? Yandaki fotoğraftaki arkadaşımız Beyza Durna. Sultanıda var :) Oda Aralık ayı için tavsiyeettim.com'u tanıtım sözü vermişti çalıştığı gazetede. Sanırım bir ay daha planı ertelemek zorunda kalıyoruz.
Bazen herşey sizin dışınızda gerçekleşebiliyor. Siz herşeyi doğru düzgün ya da dikkatli yapmanıza rağmen artı gecenizi gündünüzü bu projeye adamanıza rağmen artı iyi bir geri dönüş olmasına rağmen.. Birileri geliyor sorumsuzca (sanırım sözleşmeye göre sorumlu) sitenizin ağzına edebiliyorlar. Host firmasına hayatta başarılar. Tüm dostlarımada o firmayı tavsiyeetmiyorum...
Üniversite Nedir?
"Üniversite nedir, ne değildir?" diye birkaç soru kafanıza takılıyorsa, hemen cevap verelim. Lisede ezilip büzülmüş, terbiye edilmeye çalışılmış, genç yavrularımızın özgürce takıldığı yerdir diyebilirim. Ağır bir eleştirimidir, doğrumudur, yanlışmıdır bilemem. Yukarıdaki delikanlılar benim üniversiteden arkadaşlarım. Hepsini sever sayarım. Her gün 50 kilometreyi onları görmek ve boş boş zaman geçirmek için harcıyorum. Geri kalan zamanlarda ise ders yapıyorum. Hocalar anlatıyor bizde dinlemeye çalışıyoruz. Vize haftamız vardı, geçen hafta. İçimden "keşke her hafta vize haftası olsun" dedim. Taa ki temel elektronik dersinden bomboş kağıt verene kadar. Dersimize Şadi Evren ŞEKER giriyor. Eğer kendisine bir selam vermek isterseniz buradan sitesine bakabilirsiniz.
Üniversite nedir? Emekçiden oğlunu sömürerek para kapma kurum ve kuruluşudur. Fotokopi parası, özel ders, özel kurs, harç neyin parası, yemek ve yol. Daha ne olsun ki? Bir öğrenci başlı başına Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Darphane temsilcisi. Kimliği bile var. Okula girerken turnikedeki yere sürtmek için.
Üniversite nedir? Çocuğun anne-baba yarısı öğretmenlerinin yerine umursamaz yan komşunun (öğretim görevlisi) olduğu bir kurum. Ağzında sigara ile rahat rahat dolaşabildiğin, esrar ve kokainin kol gezdiği bağımsız bir platformdur. İstediğin saat alkol alabileceğin bir kuruluş, aynı zamanda kariyer aracıdır.
Üniversite nedir? İş ararken aha ben burayı bitirdim ama adam olamadım dediğin kurumdur.
Yavuz Hırsız Misali!
Bu sabah Posta Gazetesinde bir haber vardı. O kadar mühim ki ilk sayfa manşetlerini süslüyordu. Olay şöyle gerçekleşmiş. Adam alkolü almış polis çevirmesinden kaçmış. Ardından ikinci barikatta polislerin üstüne arabayı kırmış gene kaçmış. Poliste ateş açmış ve arkadaş hayatını kaybetmiş. Posta Gazetesi olaya şöyle bakıyor; Polis Cinayeti. Aklımın almadığı hususlar var. Arkadaşımız polislerin üstüne arabayı kırdığı zaman iki polisimiz şehit olsa acaba neler olurdu? Aynı gazete bu sefer konuya zengin evlat dehşet saçtı veya alkolden dolayı ehliyetine el konulan genç gene alkollü yollardaydı. Ardından hemen yurt dışında alkol ile araç kullanan ve ağır cezalar verilmiş haberler yayınlanırdı. Şehit olan polislerimizin aileleri bir kaç gün gazetelerimizi süslerdi. Oysaki olay aynı ama haberler değişik olacaktı.
Gazeteport da olayı incelemiş, hemen bir uzman bulmuş. Kaçan vurulmamalı imiş. Adam silahları donanmış bir aileyi yok etmek için yola çıktı diyelim; polis çevirmesi karşısına çıktı ve kaçtı. Polisin eli kolu bağlı ama adam gayet rahat bir şekilde terör estirecek, birazdan. Benim aklım bunu almıyor arkadaş. Polis yolunu kestimi eşşek gibi duracaksın.
Bundan bir sene evvel Beyoğluna çıkmak üzere Şişhanedeydim. Arkadaşlarla buluştuk ve tam hareketlenmeye niyetlendik bir şahıs gelip "yere yat polis" dedi. Arkadaş gayet sert bir şekilde "ne var lan, ne polisi?" diye karşı çıktı. Çünkü sivillerdi. Ardından adamı paket etmeye niyetlenmişken karşıdan bir sivil poliste silahla "yere yatın" diye bağırmaya başladı. Ben önce kararsız kaldım. Yeremi yatsam yoksa kaçsam mı diye. Önümdeki demirleri hesap etmeye başladım. Şimdi bunlar polisse ayağıma sıkarlar. Demirlere gelir kaçarsam birşey olmaz. Polis değilse kafama sıkarlar. Hiçbirşey fark etmez kalsamda ölüyorum. :) Nedense kalmayı tercih ettim. Önce yere yatırıldım. Montları falan çıkarttık derken adam gelip kimliğini gösterdi ve rahatladık.
Uzun lafın kısası hak ve hukuk istiyorsak adaleti sağlayan adamın eli güçlü olmalı.
Didikle.com Video Sahiplerini Düdüklüyor
Didikle.com nedir ne değildir bilemem ama hiç kimsenin videosuna "sahibiyim" diye ahkam kesemeyeceğine gayet eminim. eminimsi'nin videosuna sahiplenen arkadaşlarımıza bir kurum havası verilmiş sayfalarında iletişim bilgisine ulaşamadığımızdan siz değerli dostlarımıza duyurmak istedik.
Ekran görüntüsü;
Orijinal videoda burada.
Sakla Samanı Gelir Zamanı
Bu atasözünü herhalde bilmeyen yoktur. Biz ilkokulda ilk bu sözü öğrenmiş ve onun üzerine ilk defa düşünmeye başlamıştık. Öğretmen birgün çıkmış "sakla samanı gelir zamanı ne demektir?" diye sormuş cevap alamayıncada eve ödev vermişti. Sözü ilk duyduğumda nedemektir diye çok düşündüm. Herkes hafta sonunun geldiğini hep bir ağızdan kutlarken, ben düşünüyordum. İstiklal Marşı'ndan kaçarak eve gittik. Ben yatak odasına çekildim, sandığın üstündeki yatakları izler oldum. Acaba ne demek istemişti atalarımız? Evdekilere genelde soru sormazdım ya da soramazdım. Ya abimin dalga konusu olurdum ya da babamın sert bakışlarının ardından cevap vermediği sessiz dakikalara şahit olurdum.
Sabah kalktığımda hala kafamda saklanan samanlar arada inekler dolaşıyordu. Canım rulokat çekti. Koştum gittim yatak odasına rulokat deposunu patlatmaya. Çıkardım yemeye başladım. Tam o sırada dank etti, "aha işte bu" dedim. Gerçi atalarımızın zamanında rulokat yoktu ama adamlar geleceği görmüşler herhalde deyip geçtim misafir odasına ve yazmaya başladım;
Herhangi birşeye ihtiyacımız gelecekte olabilir. İhtiyaçlarımızı önceden bilemezeskte genede birşeyler kenara koyar ve saklarız. Babam bir sürü çek defterlerini misafir odasındaki dolapta saklıyor. Zamanı geldiği zamanda kullanıyor. Atalarımızda samanları saklarlar ve zamanı geldiğinde bu samanları kullanırlardı. Bu sözde buradan gelmektedir.Şimdi düşünüyorumda sınıfa gidip bu yazıyı okudğumda kendimi ne kadar büyük hissediyordum. Yazıyı şimdi görünce kıs kıs güldüm.
Otobüs ile geçen üniversiteye giderken yaşlı bir amcayı gördüm. Ne kadar bitkin ve çaresiz. Sonra, yıllar beni bu duruma getirdiğinde ne yapacağımı düşününce içim karardı. Yok benim erken ölmem lazım diye bir alternatif ürettim kendimce. Lakin daha sonra internet adamı olduğum aklıma geldi. Emekliliğim gelecek ve bilgisayarın başında sörf yapacağım. Kafam ne kadar alıyorsa. Baktım yoruldum hemen xtube'dan bir dinlendirici video izleyeceğim. Olmadı pencereden görebildiğim aksakları ilgililere şikayet edeceğim. Düşünün karakolu arıyorum. Yau kapat be amca, bıkmadın mı? Ohh! İşte hayat bu. Emekli olasım geldi.
Herşeyin başı sağlık diyorsanız genç kalmaya özen gösterin, çünkü kimse otobüste yer vermiyor arkadaşlar. Annem hep öğütler otobüste yaşlılara yer ver oğlum yeri gelir sen yaşlanırsın sanada verirler. Son olarak "ben otobüste yaşlılara yer ........." boşluğu doldurunuz. Olmadı yazar ve yazısı hakkında ileri geri konuşunuz. Konuşun ki eğlenelim.
50 Cent feat. Justin Timberlake - Ayo Technology
Abi tavsiyesi ile dinledik, kopamaz olduk. Video'da baya ilginç hani :)
İyi Bayramlar
Tüm şehit ailelerine sabır diliyorum. Allahım sizinle olsun. Başka birşey diyemeyeceğim. saygı ile..
Suçlu Değiliz!
Toplum olarak suçu pek kabul etmeyi sevmeyiz. Zaten bende bu yazıyı suçumu kabul etmemek için yazıyorum. Hemen hemen tüm sahurlarımı evde yaptım. Evde; ben, annem kardeşim ve babam beraber kalıyoruz. Her gece annem kardeşimi ve beni zorla kaldırır. Kaldırma şekli ise mutfaktan yüksek sesle "kalkın hadiiiiii"dir. Kalktığımızda acayip sinirli hale gelmiştir. Ara sıra babamda annemin bağırışına sinirlenip bize çatabilmektedir. Yahu sanki ben kasıtlı yapıyorum. Dün gecede aynısı yaşandı ve aklıma annemin mutfaktan bağırmasada direk odalarımıza gelse hemen kalkacağımız geldi. Lakin annem mutfaktan bağırarak kendini yıpratıyor ve emektar bir işçi sömürüsü yapıyor. Sizin için boğazlarımı feda ettim falan feşmekan. Neredeyse bir aydır her gece bizi ayağa dikmede başarısız oluyor ama genede aynı yöntemi denemede ısrarcı oluyor. Anlam vermek güç ama öyle. Lakin gene suç bizde. Yıllar geçsede bazı alışkanlıkların değişmeyeceği ve gene suçlu bizim olacağı kesin. Günün bir günü geldiğinde de gene suçlu olsakda annemiz yanımızda olsa diyeceğimizde bir başka gerçek...
Üni Başladı
İş güç, koşuşturma falan feşmekan derken üniversite başladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı Şeysinde okuyorum. İkinciöğretim. Kıl olup dövmeye gelecekler için okul kampüsü Küçükyalı'da beklerüm :)
Uzun zamandır koymak istediğim lakin fırsat olmayan Zoque toplantı fotoğraflarını yayınlıyorum.
Bülent Abi'nin çektiği fotoğraflar;
Kampanya Haberleri
Kampanya haberlerini artık burada yayınlıyorum. Şayet bir kampanyam var diyor ve tanıtmak istiyorsanız benimle irtibata geçebilirsiniz. Şimdilik mutluluklar efem :)
Valla Altıma İşemedim
Bugün yaşım 21 oldu. Kartlaştım anlıyacağınız bir sene daha. Sabah kalktım bir heyecan pür dikkat. Nedense uzun zamandır yapmadığım yatak toplama olayına giriştim. Annemden daha güzel yatağımı topladım :) Küçüklüğüm aklıma geldi. Sene bin dokuz yüz bilmem kaç, ben veledim o zaman. Gece altıma yaptım mı anneminde haberi yoksa üstüne örtü falan atar üstüne yatardım. Daha sonra sabah olduğunda da annem olayı anlamasın (yatağa bakmasın) diye yatağımı kendim toplardım. Yılların tecrübesi annem annem ne oluyor bu çocuğa deyip hemen yatağa bakardı ve eline maşayı alırdı. Ben sana demedim mi gece yatarken çişini yap, eşşoğlu eşşek. Çat çut :=)
Antipatik Uyarı Maili
Eylülce ilgiyle takip ettiğim bir blog. Öncelikle wordpress kapatmasından dolayı kendi hostuna geçeceğini haber vereyim. Ardından konumuza geri dönelim. Bugün bloguna girer girmez böyle bir yazı ile karşılaştım, şaşırdım. Önce neden bu yazıyı yayınlamış ki dedim? Ardından adamın düştüğü durum aklıma gelince pazarlamacı hinliği olarak gördüm. Süper olmuş.
Olayı şöyle özetlersek; Eylülce bu ve bu site için antipatik demiş arkadaşımızda gelen bağlantılardan bu yorumu görmüş ve rahatsız olmuş. İşin komik tarafı mailinin sonunda eylülce'nin hedef gösterdiğini ve bunun sonucunda sitelere dos saldırılarının gerçkeleştiğinide iddia etmesi. Aklıma ilk gelen "herhalde bu adam çizgifilm neyin derneği sabote etmeye çalışıyor" oldu. Kendisine gelen bağlantılar dünyasında mutluluklar diliyoruz.
Tavsiyeettim.com Kapandı!
Oldukça fazla zamanımı alan pligg alt yapılı web sitemi artık kapadım, bilginize. Ekim 1'den itibaren İstanbul Ticaret Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı ve Teknisyenliği bölümünde derslere başlıyorum. (ikinci öğretim) Hem iş hem üniversite derken tavsiyeettim ve diğer sitelerime zaman ayırmak pek mümkün gibi gözükmüyor. Bu sebeple bu blogum ve yakında kendi hostuma taşıyacağım kampanyalar blogundan başka bir sayfa ile herhangi bir bağlantım olmayacak. En azından böyle planlıyorum. Üniversite deneyimlerimi ve hayatımıda buraya taşımayı umuyorum. Bakalım neler olacak?
Yorumsuz "eminimsi"
Çok ses getiren eminimsi blogunun içeriğini bilmeyen var mı? Tamamı ile iki kişiden biriyiz diye yola çıkan bu zihniyetin bloga nasıl ve ne psikoloji ile yazı yazdıklarını deşifre ediyoruz;
Yorum sizin artık..
Photoshop Televizyonu
Photoshop üzerine bir kanal açılmış. Bizim haberimiz yokmuş. Haberimiz olmuş size haber vermişiz. Kanala buradan ulaşabilir bu haftaki konukları doyasıya izleyebilecekmişsiniz. İngilizce diye üzülmeyecekmişiz çünkü gayet anlaşılır görsele sahip bir videolar varmış.
ala*haber*turka
Okullar Açılmış
Bildiğiniz üzere internet orucu deneyi yapmak istiyordum. Olmadı, beceremedim. İşte o günlerden kalan bir yazı;
Üç gündür yazamıyorum. Acayip yoğunum desem inanmazsınız. İnternetsizde olsa bile yoğunum, yoğunlar vs. Bugün okullar açıldı. Her yer öğrenci kaynıyor. Ütülü, taptaze elbiseleri ile etrafı kolaçan ediyorlar. Bakıyorumda amaçları sadece diploma almak. Gencim güzelim hepinizi severim. En güzeli benim havasındalar. Ya da çok çirkinim yaa! Erkek arkadaşlarımız kendi kafalarında yarattıkları dünyada bir alemdirler gidiyorlar geliyorlar. Aman dikkat edinde boşalmayın.
İnternet aleminin dışında düşünmek bir o kadar sanal oluyor ki hiç sormayın. Mesela tamamen hayalsiniz diyebilirim. Sanal alemde düşündüklerinizi paylaşıyor bir bakıyorsunuz projeniz alınmış ve birileri tarafından hayata geçiriliyor. Burada öyle değil tamamen hayal dünyasındasınız. Hayal ediyorsunuz, ediyorsunuz elde var sıfır.
17 Eylül 10:32
Bayramda Görüşmek Dileğiyle!
Zor olucak biliyorum ama başarıcam. İnternet ile haşır neşir olduğum yıllardan beri tek dostum tek varlığım vazgeçilmez aşkım o idi. Başkası hiç aramıza giremedi. Dial-up bazen beni sinirlendirdi. Ara ara uyuz etti. Adsl ilk zamanlar sürekli bağlı olduğumdan olsa gerek mutlu etti, messengera bağladı. Zaman geçti forumlarda, sitelerde gezer tozar olduk. Blog çıktı yazar olduk. Önce okuduk sonra yazdık daha sonra zorla yazdırdık. Sevildik bazen yerildik. Kimi zaman geldi yepyeni dostluklar kimi zaman hiç başıma gelmeyen düşmanlıklar kazandık. Tasarımcılara özendik, fotoğrafçılara hayran kaldık. Yeri geldi arkadaş dünyasının teknolojik sorunlarının doktoru olduk, yeri geldi sorunlarımıza doktor aradık. İşten eve gelirkende böyle bir yazı hazırlamak aklımıza geldi sizinle paylaştık. Şimdi asıl konumuza gelelim. Evet başlıktada ipucu verildiği gibi tüm ramazan ayı boyunca internete girmeme kararı almış bulunmaktayım. Bunu dini bir inanış olarak algılamayaın, saçmalamayın saçmalatmayın. Sadece eğlence olsun niyetindeyim. İnternetsiz ne yapabilirm bilmiyorum. Onsuz nasıl zaman geçirebilirim hiç aklım almıyor. Ama hep bayram gününü hayal ederek günlerim geçecek farkındayım. Nelerden feragat edeceğim? Saymak gerekirse;
- Gtalk, Msn, vb..
- Yazı girdiğim bloglar..
- Takip ettiğim bloglar..
- Sevdiğim forumlar.. (Zoque vb.)
- Süper siteler..(Pilli ve ağı)
- Download..(Filmler, diziler)
Link girmedim. Nedeni ise linksiz yazmaya alışmam gerektiğini düşündüm. Yukarıda gördüğünüz a4 kağıtları az önce aldım. Onlara yazacam her a'nımı. Aklıma geldikçe dakika dakika. Saniye saniye sizi anlatacağım aklıma getirdiklerinizden bahsedeceğim. Bir aylık hatıralarımı geldikten sonra toptan paylaşacağım. Canım çok sıkkın olduğunda eski yazılarınızı hatrıma getireceğim aklımda kalanlarıda kağıda bırakacağım. Maalesef linksiz olacak.
Eğer beni özlerseniz telimi vereyim arayın, valla çok mutlu olurum. 0505 205 87 41
Ayriyettende ilk defa doğum günümü internet dışında kutlayacağım. Yüzsüzlük edip tarihinide söyliyeyim mi? Yok ayıp olur. Son olarak esen kalın mutlu olun, bayramda burası şenlik olucak.
Zoque Toplantısı
Gittik gördük geldik. Çok eğlenceli bir o kadar eğitici geçen toplantıdan fevkalede zevk aldım diyebilirim. Onca yoğunluk arasından iyi ki değerli arkadaşlarımıza zaman ayırmışız diyorum. Daha önceki sinema toplantısından tanıdığım Fatih ve Fatih'le birbirimize iyice ısınmış olduk. En azından benim açımdan. Süper fotoğrafların arkasındaki o güzel insanı görmek ve poz vermekte apayrı bir duygu idi. Süleyman abiden öneriler almak öğütler dinlemek, Eloy bey'den ipuçları görmek Sahip'ten gelecek üzerine birkaç söz duymak inanın hiçbirşeye değecek şeyler değildi.
Bir dahakini kaçırmamak dileğiyle..
Woman and Taksim
Yer gelir ben reklamda yaparım. Samet'in reklama ihtiyacı olmasada bu fotoğraf ile beni hasta etti diyebilirim. Fotoğrafın hikayesi kısaca şöyle; tünelden istiklal'e doğru yürürken arkadaşımız hafif eğilmiş ve fotoğrafı çakmış en güzel yanından. Bilgisayara atınca fevkalede heyecan vermiş anlaşılan ve hemencecik tüm dünya ile paylaşmış. Fotoğrafta dikkat edeceğimiz hususlarda yok değil. Mesela karşıdan geçen iki inek (affedin beni) vay bacının etek altı fotoğrafları çekiliyo gibi bakmış. Bilmiyorlarki herşey sanat için. Hanımefendide bacaklardan olgun ve oturaklı birine benziyor, kendisine bu fotoğraftan sonro ömür boyu mutluluklar diliyoruz. Birde makinist kardeşimiz var, oda samet'i ezicem diye korkuyor ama bir yandanda terbiyesiz herif ezersem bir günahkarı dünyadan kurtarırım moduna çoktan girmiş gibi. Samete bundan sonraki tavsiyelerimiz; "ne olursan ol fotoğraf çek, sana ihtiyacımız var". Biz senin hep yanındayız. Efem burada yapılan reklamları ücretsiz sanmayın. Samet'ten Tuğçe ile benim fotoğraflarımı çekmesi için söz aldık :)
CD 25 Yaşında!
Bu haberi en az 50 kere okuduktan sonra en son olarak bildirgec'te gördüm. Peki neden bu habere kılım? Sebebi şudur efem; Wordpress.com sansürlendikten sonra ulusal gazetelerimizin web sitelerini harıl harıl gezerken hep bu haberle karşılaştım. Ben wordpress diye arattım "cd 25 yaşında" dediler. Kıl oldum, hasta oldum. Daha sonra sabah gazetesi haber yapsada yorumları kabul etmeden haberi kaldırmasıda baya ilginç oldu. Peki neden wordpress sansürü medyada ilgi görmedi? Bence bunda wordpress'in haber sitelerinin önüne geçmesi çok büyük bir etken. Ya da gündem çok meşgul. Bekir Abi'ye yalakalık geçmek lazım veyahut başbakana saldırmak gerek. Hangi gerekçe acaba?
Beleş Mesaj Servisi
İnanılır gibi değil ama öyle. Sabahtan beri eşe dosta bu servis sayesinde mesaj atıyorum. Haberi veren arkadaşa müteşekkirim. Haberin kaynağı aha burasıdır. Programı bildirinin olduğu sayfadan indirebilir ardından kayıt olabilir ve mesaj atmaya başlıyabilirsiniz. Lakin sizden kayıt için istenen cep telefon numarasının doğru olması gerekiyor çünkü hemen onay kodu yolluyor ve üyeliğinizi öyle tamamlamak zorunda kalıyorsunuz. Bana yazmayı unutmayın.
reklam şebekesi siftah dedi
daha önce blogkazanında tanıtılan sistem blogundan para kazanmak isteyenlere alternatif sunmak için yola çıkmıştı. ve beklenen oldu, reklam gösterilmeye başlandı. bloglama.com'un bildirdiğine göre şebekede yayınlanan bannerların tüm gösterimleri 2 milyona ulaşmış durumda. onlarca seçkin bloglarda reklam yayınlamak için iyi bir alternatif olan bloglama hakkında bazı yorumlar;blogunuza güveniyorsanız sizde başvuruda bulunabilirsiniz.
Şok Ömer Blogspot'ta!
Şok ki ne şok. Hala bu blogspot hizmetine alışabilmiş değilim. Peki nerden buradayım? Adnan yüzünden. Çok terbiyesiz bir adam bu yahu. İşi gücü yok site sansürlüyor. Site kapandıktan sonra eski adresimde sadece bir kere yazdım. İçimden gelmiyor. Hep aklıma adnan geliyor. Artık burada bol bol yazı yazmaya başlıyabilirim. Nedeni ise açık efem; ttnet fiyatları çekti bende eve net bağladım. Yazılar az sonra..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)