Yavuz Hırsız Misali!

Bu sabah Posta Gazetesinde bir haber vardı. O kadar mühim ki ilk sayfa manşetlerini süslüyordu. Olay şöyle gerçekleşmiş. Adam alkolü almış polis çevirmesinden kaçmış. Ardından ikinci barikatta polislerin üstüne arabayı kırmış gene kaçmış. Poliste ateş açmış ve arkadaş hayatını kaybetmiş. Posta Gazetesi olaya şöyle bakıyor; Polis Cinayeti. Aklımın almadığı hususlar var. Arkadaşımız polislerin üstüne arabayı kırdığı zaman iki polisimiz şehit olsa acaba neler olurdu? Aynı gazete bu sefer konuya zengin evlat dehşet saçtı veya alkolden dolayı ehliyetine el konulan genç gene alkollü yollardaydı. Ardından hemen yurt dışında alkol ile araç kullanan ve ağır cezalar verilmiş haberler yayınlanırdı. Şehit olan polislerimizin aileleri bir kaç gün gazetelerimizi süslerdi. Oysaki olay aynı ama haberler değişik olacaktı.

Gazeteport da olayı incelemiş, hemen bir uzman bulmuş. Kaçan vurulmamalı imiş. Adam silahları donanmış bir aileyi yok etmek için yola çıktı diyelim; polis çevirmesi karşısına çıktı ve kaçtı. Polisin eli kolu bağlı ama adam gayet rahat bir şekilde terör estirecek, birazdan. Benim aklım bunu almıyor arkadaş. Polis yolunu kestimi eşşek gibi duracaksın.

Bundan bir sene evvel Beyoğluna çıkmak üzere Şişhanedeydim. Arkadaşlarla buluştuk ve tam hareketlenmeye niyetlendik bir şahıs gelip "yere yat polis" dedi. Arkadaş gayet sert bir şekilde "ne var lan, ne polisi?" diye karşı çıktı. Çünkü sivillerdi. Ardından adamı paket etmeye niyetlenmişken karşıdan bir sivil poliste silahla "yere yatın" diye bağırmaya başladı. Ben önce kararsız kaldım. Yeremi yatsam yoksa kaçsam mı diye. Önümdeki demirleri hesap etmeye başladım. Şimdi bunlar polisse ayağıma sıkarlar. Demirlere gelir kaçarsam birşey olmaz. Polis değilse kafama sıkarlar. Hiçbirşey fark etmez kalsamda ölüyorum. :) Nedense kalmayı tercih ettim. Önce yere yatırıldım. Montları falan çıkarttık derken adam gelip kimliğini gösterdi ve rahatladık.

Uzun lafın kısası hak ve hukuk istiyorsak adaleti sağlayan adamın eli güçlü olmalı.

Hiç yorum yok: